benim aklımın ,mantığımın çocukluğumdan beridir nedense atatürkün bizim için yaptı diye gösterilen eylemleri işlediğine inanası yoktu. bişeyler eksikti, terkibini yapamıyordum. şimdi sizin sayenizde çocukluğumdan beridir haklı olduğumu farkettim. sağolun. sitesizden,çalışmalarınızdan çokça faydalandım efendim. İnşaallah devamı da gelir. Kimsenin nedense bu ülkenin 80 senedir uyutulduğuna inancı yok. atatürk bizi kurtardı masalıyla senelerdir uyutuluyor bu millet. Burdaki mevzuda da mesela 1931 deki tarih kitabı yok okutulmamış, atatürkle alakası yokmuş bilmem ne deniyor. hatta bu kitabın aslında var olmadığı kağıt eskitme yoluyla üretildiği iddia ediyor. ben internette gördüm, herkesin ulaşabileceği bir kütüphanede 2 cilt halinde duruyordu. ve birisi aldı içerisindekileri gösterdi ve aynı sizin vurda gösterdiklerinizi gösterdi. bu nedenlerle zaten inancım yok bu durumun atatürkten bağımsız olacağına. fakat bilginiz varsa bu durumlardaki kağıt eskitme yöntemi hakkında bilgi alabilir miyim sizden?
tarih 2 orta zamanlar pdf 19
kağıt eskitme yöntemi, evrimcilerin maymun iskeletini insanın atası gibi sunmaya çalıştıkları 1930-40 lı yıllarda uygulanan benzer bir sahtekarlık yöntemidir.Fakat günümüz teknolojisinde aynen o sahte maymun iskeletinin yalan olduğunun bilimsel tekonolojik deneylerle araştırmalarla ortaya konması gibi kağıdın bir belgenin sahte olup olmadığı da bilimsel deneylerle rahatça ortaya konuyor.kemalistler sözde çok bilimci ya işine gelmeyince bilime bile karşı koyacak yalanlayacak kadar zıvanadan çıkmış hain yaratıklardır.Çünkü bilim Allah var desin kanıtlasın (ki kanıtlıyor zaten) kemalistler bunu da yalanlarlar çünkü dertleri dinle inançlarla dolayısıyla da kemalistlerin dertleri insanlarladır.İşte bu nedenle kemalizm evrensel pozitif bilimi değil tamamen Tanrı ve dinleri yalanlamak ve insanlığı sınıflandırıp ezip sömürmek için tezgahlanmış evrimsel subjektif bilimi savunurlar ve bilim diye sadece bunu kabul edip kaale alırlar.
benim çocukluğumda inkılap tarihi dersi ve ayrıca osmanlı selçuklu göktürkler ne bileyim etiler sümerler..vb. dünya tarihinden kesitlerin bulunduğu tarih dersi verilirdi.Şimdide veriliyor sanırım.
bu derslerde kemalin kesinlikle dinsel bir yönü bulunmazdı bulunması gerektiğinde yada sözü açıldığında kesinlikle kemal dindar bir müslüman olarak gösterilirdi.Dersler tamamen dünyevi maddi materyalist bilgilerden ibaretti.Mesela tarih dersinde osmanlı tarihinde osmanlının zaferleri ve yönetimini görünce koltuklarınız kabarır gururlanırdınız ama hemen arkasından gelen inkılap tarihi dersinde ise osmanlı aşağılanıp yerle bir edilirdi.İşte bende uyanan ilk ve en büyük çelişki buydu.Tarihimizle ilgili kolpalık açısından çelişki buydu gözümü açmamı sağlayan da buydu.Benim gibi çok az vardı genelde ezberci ve baskıcı eğitim sistemi nedeniyle çoğunluk sorgulamaz düşünmez sormaz ortama uyup ezberleyip sınıf atlamaya diploma almaya çalışırdı.
Genel Tarih dersinin verilişi profesyonel eğitim anlayışına yakındı doğrular yanlışlar zaferler yenilgiler olaylar genelde olduğu gibi verilirdi ama inkılap tarihi öyle değildi.Dersi iyice incelediğinizde olayların taraflı subjektif sözde 6 okçu rejim yanlısı olduğunu görmemek için mal olmak gerekirdi.Mesela beni uyandıran çok partili hayat ve seçme seçilme hakkı lozan antlaşması serv ve mondros ile kemalin kişisel üstün insani özellikleri olarak ta gösterilen aynı zamanda bu kişisel özelliklerin devlet yönetim yapısına uyarlanmasıyla ortaya çıkan 6 ok ilkelerinin uygulamadaki gözle görülen çelişkileriydi.Kısaca inkılap tarihi dersinin amacı ;bu dersi görüp okuldan çıktığın anda gidip ilk iş add ye üye olup ilk seçimde de chpye oy atmak olduğu, yaşamını kişiliğini geleceğini de tek düze robotlar gibi tamamen buna endekslemen için taa çocukluktan beri insanların beyninin yıkanması amacı olduğu aşikardı.Bu aynı zamanda hayatının geri kalan kısmında da taraf olman gerektiğinin göstergesiydi.Nereye gideren git okula askere işe ..vb. o taraftan olmak zorundaydın yoksa bertaraf olman içten bile değildi.Keza üniversite yıllarımda da askerlik hayatımda da ve bazı iş deneyimlerimde de bunu açıkça gördüm.İşte o zaman kemalizmin kemalist laik cumhuriyet ideolojisinin özgürlüğün,eşitliğin..o derslerde sözde çağdaşlığın emaresi olarak okutulan kemalin de insani kişilik özellikleri olarak gösterilen 6 okun sahtekarlıktan ve koca bir yalandan başka bir şey olmadığını gördüm.
Ben de kemalist sistemin telkinleri nedeniyle, onu kurtarıcı gören ve minnet duyan bir öğretmendim.(Branşım İngilizce) Ta ki Tarih bölümüne ilgi duyup 2. üniversite olarak okumaya karar verene kadar. Bu bölümü okurken gördüm ki resmi tarih yalanları görmek isteyene ayan beyan ortada. Artık bu ideolojik zırvalara karnım tok.
Aklievvel çocuk sen belki türksün ama ben kesin türküm. Türklügü çin yok edecekti. Doğu kismini isgal etti. Orta asya kismi kaldi. Türk Ebu muslim araplari kötü yönetimle biktiran ( emevi islan duşmani değildi baskiciydi, peygamberimizin soyundan gelenler siyasi tehdit altinda gorulup takip altinda tutulur devletliler çarpacak diye insanlar onlarla yakin olmaya korkardi) emevi devletini horosandan topladiği birliklerle yikti. Abbasiyi kurdu. Arap türk yakinlasmasi başladi. 751 de ittifak kyrularak türk ve arap ordulari çinin dev ordusunu yendi. Türkler yavaş yavaş islama giriyordu. Ama tabiiki yavaş. 930-940 da çin doğu turkluğunu tamamen asamile etti. Sira bati turklüğune geldi. Gucumuz yoktu çine karşi gelmeye. Halen daha tamamen islama girmemiştik. Buda araplarin artik çine bize yardim etmemesi demekti. Türklük varliğini koruyabilmek adina toplu olarak islama geçti. Türklük olarak varliğimizi islama borçluyuz. İslama binbir oyun ederek dunya tarihinin gorduğu en muazzam islam imparatorluğu olan osmanliyi yikan sabetaycilara yada kizillara değil.Sen gerçekten Türk olsan benim bu gorduklerimi gorurdun. Turklük islam olali kimi yerde 750, kimi yerde 1100, kimi yerdede 1300 yil oluyor.
adam, nefret dolu, saçma sapan bu dinden seni kurtarmak için gerçekleri yazmış. Türk genci, muhammed pisliğine inanmasın hayatını bu saçmalıklara ayırmasın diye tarih kitabı çıkarmış. Hala Atama laf ediliyor anlamıyorsun bu senin iyiliğin için aslında. Tabi senin bu arap masallarıyla yıkanmış beyninin bunu algılaması mümkün değil. Atam ne büyük insan ki bunları 100 yıl önce görmüş. ilacınız yok sizin amk salakları önce bi inandığınız kutsal kitabı okuyun yobaz beyinsizler size emek harcamaya ne hacet
Ne kadar cahilsiniz. Bu kitabı açıp tamamen okusanız ne kadar anlayacaksınız mevzuyu halbuki buradan cımbızla alınan cümleleri okumak yerine. Kitap bir tarih kitabıdır ders tarih dersidir bilimsel bir açıklama söz konusudur ve bilimde tanrı olmaz bu sebeple kitapta dine uydurma değil sadece muhammedin koyduğu esaslar falan diyor gayet bilimsel. Ancak bu kitapta bakmadiğınız yerler var okumadiğınız için.Bu kitap aynı zamanda Muhammedin kişiliğini övmekte ve ne kadar yüksek bir varlım olduğunu ispat ettiğini belirtir adam akıllı kitabı okusaydınız görürdünüz. O dönem din dersi de vardı ve bu tarih dersi tarih bilimsel olarak anlatılmalıdır bilimde tanrılar yoktur çünkü tanrı demek iman demek iman demek dogmalık demek ancak bilim dogma olamaz. Size kaynak olarak dayatılan şeylerin tamamını okuyun. Bu arada kitap yıllardır erişime açık zaten.
21 Mart 1945'te Türk Tarih Kurumu'na aslî üye seçilen M. Cavit Baysun Osmanlı Türkçesi'ne ve edebiyata hakkıyla vâkıf, iyi aruz bilir, ifadesi kuvvetli bir tarih yazarıydı. Klasik Türk müziğinden hoşlanır, kendini tatmin edecek kadar da keman çalardı. Çok nâdir yazmaları ihtiva eden kütüphanesindeki kitapların büyük bir kısmı ölümünden sonra Yapı Kredi Bankası Kütüphanesi'ne intikal etmiştir.
Makalelerinin çoğu kurucusu bulunduğu Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Türkiyat Mecmuası, Tarih Vesikaları, Resimli Tarih Mecmuası, Akademi, Aylık Ansiklopedi ile Türk Ansiklopedisi, Cumhuriyet (gazetesi), Yeni Türk (mecmuası), Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Dergisi, Bilgi Mecmuası ile Meydan Larousse'ta yayımlanmıştır. Fakat esas ilmî makaleleri İslâm Ansiklopedisi'nde çıkmıştır. Bunlardan "Bağdat", "Belgrad", "Budin", "Cem Sultan", "Evliya Çelebi", "Kösem Sultan", "Lepanto" ve "IV. Murad" gibi maddeler, başlı başına birer kitap olacak şekilde tamamen orijinal kaynaklara dayanılarak hazırlanmış araştırmalardır. İslâm Ansiklopedisi'nde yayımladığı şehir tarihlerinde coğrafî şartları ve topografik değişmeleri göz önünde tutan, tarihî olayları tenkit ederek sonuçlarını ortaya koyan bir metot takip etmiştir. Aynı şekilde ele aldığı biyografilerde de o şahsın yaşadığı devri etkileyen sosyal ve siyasî olaylar üzerinde durmuştur. Titiz bir şekilde hazırlayıp neşrettiği eski metinler, tarihî ve edebî yönden olduğu kadar devrin siyasî ve sosyal meselelerine de ışık tutmaktadır. Meselâ bunlar arasında yer alan Mustafa Reşid Paşa'nın Paris ve Londra elçiliklerinde iken kaleme aldığı siyasî yazılarının bir kısmını Tarih Vesikaları dergisinde (I/1, 2, 4, 6; II/7, 9, 12; III/13, 14), bir kısmını da Tarih Dergisi'nde (sy. 9, 14, 15, 16, 1718) neşretmiştir.
Alfabenin keşfinden sonra insanlık tarihinin yazılı kanıtları da oluşmaya başlamıştır. İlk alfabeler şüphesiz ki diğer alfabelerin öncüsü olmuştur. Dünya üzerinde çok farklı dillerin kullanıldığını ve toplumların kültürel, siyasal, dinsel ve gelişimsel farklılıklarını da düşünürsek farklı alfabelerin doğmasına hiç şaşırmamamız gerekir. Bu yazımızda Türklerin kullandığı alfabelerin zaman içinde nasıl ve neden değiştiğini incelemeye çalışacağız. 2ff7e9595c
Comments